Sağlık Hizmetleri

Hemoglobin a1c, diyabet hastalığıyla ilgili süreçlerde kullanılan bir kan testidir. Diyabet hastalığının teşhisinin yanı sıra, şeker hastası olan kişilerin hastalığının seyri ile ilgili de bilgi vermektedir. Kandaki şeker oranının pratik bir şekilde ölçülebilmesine imkân sunan bu test, pek çok noktada fayda sağlamaktadır. Kan şekerinin yükselmesi, diyabet hastaları için birtakım riskler barındırabilir. Hba1c sayesinde bu risklerin araştırmasını yapmak mümkün olmaktadır. Ayrıca insülin tedavisi gören diyabet hastaları için, insülin dozunun ayarlanmasında da yarar sağlar. Hemoglobin a1c nedir, sorusunun cevabı araştırıldığında kavram, glikozile hemoglobin testi veya glislenmiş hemoglobin testi gibi çeşitli isimlerle karşınıza çıkabilir. Farklı isimler alsa da temelde hepsi aynı kavramı ifade etmektedir.

Hemoglobin A1c Testi Nasıl Yapılır?

Hemoglobin a1c testi, oldukça pratik ve kolay uygulanabilen bir testtir. Test öncesi günlük rutininizde bir değişiklik yapmanız gerekmez. Özel bir hazırlık gerektirmeyen test için aç veya tok olmak gibi bir ayrım söz konusu değildir. Bu testin, diyabet hastalığı süresinde kullanılan parmak testleri ve kan testlerinden farkı, geriye dönük değerlerle ilgili ölçüm yapabiliyor olmasıdır. Parmaktan iğne aracılığıyla uygulanan testler anlık sonuçlar verir. Hba1c testi ise 2 ile 3 ay arası kan şekeri düzeyi değerlerinin ortalamasına ulaşabilmeyi sağlar. Test için normal yöntemlerle damardan kan alınır ve sonuç teşhis edilerek paylaşılır. Hba1c normal değeri yüzde üzerinden hesaplandığında, referans aralığının %3,5 ve %5,7 arasında olması gerektiği görülür. Test sonucu, değerin yüksekliğine paralel olarak yorumlanır. Eğer çıkan değer olması gerekenden bir miktar yüksek ise, diyabet başlangıcı olarak yorumlanabilir. Sonucun %6,5 veya daha üzerinde bir değerde çıkması diyabet hastalığına işaret eder. Uzman doktorun belirleyeceği tedavi yöntemi de test sonucuna göre belirlenmektedir.

Hba1c Testi Neden Yapılır?

İnsan vücudunda işlenemeyen şeker fazlası, akyuvarlardaki hemoglobine bağlanarak birikir. Kanda bulunan şeker oranı arttıkça Hba1c hemoglobin seviyesi paralel olarak artış gösterir. Bu da kanda bulunan şeker düzeyiyle ilgili bilgiye ulaşılmasını sağlar. Hba1c referans aralığı baz alınarak kişilerin diyabet riski taşıyıp taşımadıkları tespit edilebilir. Hemoglobin a1c değerleri 3 ay aralıkla ölçülmelidir. Hba1c testi şu durumlarda yapılabilir:

Kan şeker seviyesi yüksek olmasına rağmen diyabet teşhisi konulabilecek düzeyde olmayan kişiler için gizli şeker riskini tespit edebilmek için yapılabilir.
 Semptomlar görülen kişiler için diyabet teşhisinin konulabilmesi için yapılabilir.
 Diyabet hastası olan kişilerin mevcut durumunun takibi ve kandaki şeker düzeyinin izlenmesi için yapılabilir.
 Susuzluk, yorgunluk, sık idrara çıkma ve bulanık görme gibi şikâyetlerle doktora başvuran ancak diyabet tanısı konulmamış kişiler için test yapılabilir.
 Fazla kilonun sebep olduğu kalp hastalığı ve yüksek tansiyonu bulunan, aynı zamanda hareketsiz yaşam tarzını benimsemiş olan kişiler için yapılabilir.
Kesin olarak diyabet tanısı konulmuş olan kişiler için senede 2 kez test yapılması uygundur.

Hba1c Kaç Olmalı?

Hemoglobin a1c ölçüm cihazı evde diyabet tanısı konulan kişilerin hastalıklarını takip etmeleri amacıyla kullanılabilir. Ancak uzmanlar tanı koyabilmek için evde yapılan testlerin uygun olmadığını dile getirmektedir. Hemoglobin a1c hesaplama test aracılığıyla uzmanlar tarafından güvenli bir şekilde yapması önerilmektedir. Hba1c testi hem tokluk hem de açlık şekerini ölçmektedir. Değerin çok yüksek olması kadar Hba1c düşüklüğü de bir sıkıntının varlığına işaret eder. AYA OSGB, işe giriş muayeneleri için yerinde hemoglobin a1c tahlili imkânı sunar.

Tetanoz, clostridium tetani adındaki bakterinin sebep olduğu, bireyin sinir sistemini etkileyen bir hastalıktır. Tetanoz aşısı ise, bu hastalıkla savaşmanın tek yoludur. Hastalığın dünya genelinde ölüme sebep olduğu vaka sayısı, aşılamanın başladığı ilk yıllardan itibaren 5 kat azalmıştır. Tetanoz aşısıyla vücuda zayıflatılmış bakteri verilir ve vücudun bağışıklık kazanması hedeflenir. Temelde tetanoza karşı geliştirilmiş olan iki aşı türü bulunur. Tetanozun yanı sıra başka hastalıklara karşı da koruma sağlayan bu aşılar;

• Tdap aşı türü; tetanoz, boğmaca ve difteriye karşı,
• Td aşısı; tetanozun yanı sıra difteriye karşı koruma sağlar.
•  

Tetanoz aşısı içeriği, ciddi alerji öyküsü olan kişiler için yan etkilere sebep olabilir. Bu nedenle aşılama öncesi kişilerin alerjik bünyeye sahip olup olmadığının sorgulanması faydalı olacaktır.

Tetanoz Aşısı Etkileri Nelerdir?

Her aşılamada çeşitli komplikasyonların yaşanması muhtemeldir. Bu aşının da yan etkileri bulunmaktadır. Özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış olan kişilerin vücutlarında görülebilir. Tetanoz aşısı etkileri genellikle hafif olarak atlatılır ve acil bir müdahale gerektirmez. Tetanoz aşısı sonrası görülme ihtimali olan yan etkiler;

• Yüksek ateş
• Halsizlik
• Aşılanan bölgede kızarıklık
• Ağrı
• Şişlik
• İştah kaybı olarak sıralanabilir.
   

Bu yan etkiler hastalığa sebep olan bakterilerin kuluçka dönemine paralel olarak, 7-21 günlük süreçte ortaya çıkabilir. Tüm bu komplikasyonlar yetişkinlik döneminde uygulanan aşı sonrası daha sık görülmektedir. Bebeklik veya çocukluk döneminde uygulanan aşılamada görülme sıklığı oldukça azdır. Aşılama sonrası belirli bir hastalığa yol açmadığı gözlenmiştir. Ölümcül hastalığa karşı koruma sağlayan tetanoz aşısı faydaları göz önünde bulundurulduğunda yan etkiler hafif olarak değerlendirilmektedir. Herhangi bir yan etki görülmesi durumunda doktora başvurulması tavsiye edilir.

Tetanoz Aşısı Kaç Doz Uygulanır?

Tetanoz aşısı takvimi, bebeklik döneminin 2 ve 18. ayları arasında, her iki ayda bir seri aşılama şeklinde oluşturulur. Daha sonra 48 aylık olan bebeğe pekiştirme dozu uygulanır.  Erişkin tip aşılama pekiştirme dozu 13 yaşına gelen çocuğa uygulanarak temel tetanoz aşısı dozları tamamlanır. Türkiye’de 2008 yılından beri çocuklarda beşli karma aşısı uygulamasına geçilmiştir. Tetanoz aşısı 2, 4 ve 6. aylarda birer doz olarak uygulanır. 4. doz 18 ile 24. aylar arasında yapılır. Daha önce 1. sınıfta yapılan Td aşısı yeni düzenlemeye göre 4 yaştan başlayarak uygulanmaktadır. Bunun dışında kadınlara gebelik sürecinde 2 doz aşı uygulanır. Erkeklere de askerlik sırasında 1 doz olarak uygulanmaktadır.

Aşı aracılığıyla vücuda verilen antikor seviyesi zamanla azalır. Tetanoz aşısı koruma süresi tam aşılama yapılmış bireylerde 10 yıla kadar çıkmaktadır. Bu nedenle uzmanlar tarafından 10 yılda bir hatırlatma dozu yapılması tavsiye edilmektedir.

Tetanoz Aşısı Hangi Durumlarda Uygulanır?

Tetanoz aşısı bebeklik ve çocukluk döneminde bacak dış yüzeyinden uygulanır. Ergenlik ve yetişkinlik döneminde ise kol dış yüzeyinden uygulanır. Temel aşı dozlarında eksiklik olanlar, aşı olup olmadığından emin olamayanlar ve orman işçileri, gübreyle teması olan meslek gruplarının aşılanması gerekir. Riskli görülen yaralanmalarda kişinin yaptırdığı aşının son dozu üzerinden 5 yıl geçmemişse yeni bir aşılamaya gerek olmayabilir. Çünkü tetanoz aşısı süresi 10 yıldır. Ancak risk taşıyan, 1 cm’den derin açık yarası bulunan, özellikle pas, toprak veya kir kaplı yaralarda hemen aşılama yapılması önem arz etmektedir. Tetanoz aşısına Sağlık Bakanlığı’nın aşı takviminde yer verilmektedir. Temel doz sonrasında tetanoz aşısı fiyatı, aşı türüne bağlı olarak farklılık gösterebilir. Tetanoz aşısını AYA OSGB aracılığıyla yerinde yaptırabilirsiniz.

Tetanoz Aşısının Faydaları veya Zararları Nelerdir?

Bazı kişiler tetanoz aşısı nedir ve bu aşı zararlı mı gibi konular hakkında araştırma yaptıkları zaman edindikleri bilgilerden sonra harekete geçmelidirler. Özellikle gebelik döneminde olan bayanların bu konuda çok daha dikkatli olmaları gerekir. çünkü güçlü bir aşı olabildiği için gebeler de veya kronik hastalıkları olan kişiler de beklenmedik güçlü yan etiklere neden olabilir. gebe olan bayanların bu konuda mutlaka uzman bir hekim ile iletişime geçerek kendisinden gebelikte tetanoz aşısı hakkında nelere dikkat edilmesi gerekir sorusuna yanıt almaları gerekir. hamilelikte tetanoz aşısı yan etkileri genellikle şu şekilde ortaya çıkmaktadır;

• Aşı yapılan bölgenin aşırı derecede kızarması, yanması veya ağrıması.
• Aşı yapılan bölgenin ciddi şekilde sertleşmesi.
• Hafif ateşlenme ve baş dönmesi.
   

Tetanoz aşısı tüm yetişkin bireylere uygulanması gereken bir aşıdır. Özellikle toplum bağışıklığı oluşması için toplum içindeki herkesin bu aşıyı yaptırmış olması gerekir. bu sebeple kimi zaman okul, iş yerleri veya benzeri kalabalık alanlar da toplu tetanoz aşısı yapılması gündeme gelebilir. Bu konuda insanlar zorlanamaz ancak yapılacak bilgilendirme çalışmaları ile insanların karar vermeleri kolaylaştırılabilir. Uzmanlar bu aşının kişilerin hastalığa yakalanmasından sonra değil önce yapılmasının çok daha etkili olacağını belirtmektedirler. Bu sebeple kurtarıcı değil önleyici olarak kullanılması önerilir.

Tetanoz Aşısı Kaç Doz Yaptırılmalıdır?

Tetanoz hastalığı için aşı takvimi bebekler ve yetişkinler için farklılık gösterir. Aşı takvimi bebeklerde 2 ve 18. aylar arasında olmalıdır. 48. ayına gelen bebeğiniz için ise pekiştirme dozu yaptırmanız gerekecektir. Erişkin tip aşılama pekiştirme dozu olarak, 13 yaşına gelmiş olan çocuğa bu dozlar uygulanır. 2008 yılından bu yana ülkemizde çocuklara beşli karma aşı olarak tetanoz aşısı yapılmaktadır. Bu aşı, 2, 4 ve 6. aylarda birer doz şeklinde çocuklara uygulanmaktadır. 4. doz ise 18 ve 24. Aylar arasında yapılması gerekmektedir. Önceden 1. sınıfta yapılan Td aşı şekli, yapılan yeni düzenleme ile çocuklarda 4 yaştan itibaren uygulanmaya devam etmektedir. Bunun yanı sıra, kadınlarda da gebelikte 2 doz şeklinde tetanoz aşısının yaptırıldığını söyleyebiliriz. Erkeklerde ise askerlik esnasında 1 doz olacak şekilde uygulanır. 

AYA OSGB üzerinden alacağınız tetanoz aşısı hakkındaki bilgiler ile yetişkinler ve çocuklar için nasıl bir aşı takvimi uygulayacağınızı net olarak öğrenebilirsiniz. Aynı zamanda, tetanoz aşısı nerede yapılır? Sorusu da bu aşıyı yaptırmak isteyen bireyler tarafından sık yönlendirilir. Tetanoz aşısını aşı merkezleri ve sağlık ocaklarında rahatlıkla yaptırabilirsiniz. Yaptıracağınız bu aşı yardımıyla vücudunuza verilen antikorlar zamanla azalacaktır. Dolayısıyla tetanoz aşısı koruma süresi tam aşılama olması durumunda 10 yıl sürmektedir. 

Tetanoz Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Tetanoz herhangi bir yaralanma veya kesik sonrasında yakalanma riski olduğu için endişe duyulan bir hastalıktır. Aşıların zamanın da yapılmış olması durumunda neredeyse % 100 koruma sağlanmış olur. Ama tetanoz aşısı süresi geçmiş ve periyoda uyulmadıysa tetanoza yakalanma olasılığı artmaktadır. Tetanozun genel olarak kişilerde gözlemlenen belirtilerini sıralayacak olursak;

• Çene kasılmaları, spazmlar ve çenede sertlik en çok görülen belirtiler arasındadır.
• Ense kaslarında serleşme durumu
• Karın kaslarında serleşme durumu
• Yutkunma zorluğu çekme durumu
• Küçük uyarılarda bile uzun süren ve acılı olan spazmlar yaşanması durumu
• Yüksek ateş ve terleme görülebilir.
• Yüksek tansiyon gözlemlenebilir.
• Kalp atışında hızlılık veya düzensizlik durumu

Olarak sıralanabilir. Tetanoz teşhisi için yapılacak geniş bir araştırma söz konusu olmaz hekim hasta geçmişini ve belirtileri inceleyerek teşhisi kolaylıkla koyabilir. Tetanozun tam bir tedavisi bulunmuyor. Toksin madde sinir uçlarına bağlandığı takdirde ayırmak mümkün olmuyor bu nedenle sinir uçlarının yenilenmesi gerekiyor ve bu sürede uzun bir zaman beklemeyi gerektiriyor. Tam bir tedavisi bulunmasa da iyileşme sürecini hızlandırmak adına yapılabilecek bazı durumlar söz konusu olabilmektedir. Tedavi sürecini hızlandırmak için doktorun aldığı bazı önlemler bulunur. Bu önlemler ise,

• Kesik veya yara bulunuyorsa bu yaranın temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi iyileşme sürecini hızlandırıcı etki sağlar.
• Toksin madde ile savaşması için antibiyotik kullanımına başlanması iyileşme sürecini hızlandırabilir.
• Spazmları ve kasılmaları önlemek ve azaltmak için kas gevşetici, spazm önleyici ilaçlar kullanımına başlanması tedavi sürecini hızlandırmak adına değilse bile hastalık sürecinde kişinin kendini daha iyi hissetmesi ve belirtileri azaltmak adına uygulanmaktadır.
• En önemli uygulama ise tetanoz aşısı yapmaktır. Aşı sayesinde toksin maddelere karşı antikor üretimi sağlanarak bağışıklık sistemi güçlendirilir.

Olarak sıralanabilir. Hekim iyileşme sürecini hızlandırmak adına bu uygulamaları yapar.ez bazı kişilerde bir veya bir kaçı gözlenirken bazı kişilerde herhangi bir yan etki görülmez.

EKG kalp aktivitesini ölçmeye yarayan alete verilen isimdir. Genellikle kalp veya göğüs ağrısı çeken kişiler veya kalp atışlarında problem olduğu düşünülen, bayılma şikayeti olan kişiler için kullanılır. EKG’nin açılımı elektrokardiyografidir. EKG çekimi kişilerin vücudunda deri üzerine yapıştırılan elektrotlar yardımıyla yapılır. Kalpte var olan kasılma ve gevşeme hareketini, bu hareket neticesinde hücrelerin uyarımı ve bu uyarı sırasında çıkan elektriksel hareketleri ölçen cihaz EKG nedir sorusunun cevabıdır. 

Kalpte ki belirli elektriksel değerleri raporlayan bu cihaz küçük ve portatif bir cihazdır. Her yere kolaylıkla taşınabilir boyuttadır. Bu sayede hastanın bir odadan diğerine taşınması gerekmez hastanın bulunduğu yere kolaylıkla taşınabilir. Neredeyse bütün sağlık kurumlarında bulunur. EKG çekimi sırasında kişiler herhangi bir acı duymaz. Dakikalar içinde çekilebilen hızlı bir ölçümdür. Cihazdan alınacak rapor ısıya duyarlı küçük kağıtlara grafiksel olarak basılarak rapor çıkar. Grafiksel olarak raporlama yapan bu cihazdan alınacak raporu ilgili hekim inceleyerek tanı koyar. Sadece cihazdan alınan rapor tanı koymak için her zaman yeterli değildir. Kısa sürede, belirli bir zaman aralığında ki değeri ölçtüğü için kişinin belirli aralıklarda yaşadığı sorunları tespit edemez. 

Bu nedenle hekim farklı değerIendirmeler, muayeneler ve test sonucunu dikkate alarak tanı koymaya çalışır. Konulan tanıya göre ise tedavi süreci başlatılır. Kardiyologların muayene öncesinde neredeyse hepsi hastalarından bu testi isterler. Test yardımıyla pek çok şey öğrenilebilir ve tanı koyma noktasında büyük yardımcı etkisi olur. Özellikle kalp ve damar hastalıklarında erken tanı çok önemlidir. Doğru tanı konulduğunda hastalık ilerlemeden tedavi süreci başlar.

EKG Çeşitleri Nelerdir?

EKG cihazları üçe ayrılır. Bunlar, normal EKG, Eforlu EKG ve Holter EKG’dir. Hastanın durumuna göre hekim uygun EKG türünü ister. En çok kullanılan türü ise normal EKG cihazıdır. Kalp ağrısı, ritim bozuklukları, bayılma vb. şikayetler ile acile veya kardiyoloğa giden hastalardan genellikle normla EKG çektirmesi istenir. Diğer EKG türleri ise gerekli duyulduğu durumlarda hekim tarafından istenebilir. EKG çeşitleri ise;

1. Normal EKG; Kardiyologların sıklıkla kullandığı, acil servislerde uygulanan ve yukarda detaylarından bahsedilen EKG uygulamasıdır.
    
2. Eforlu EKG; Aynı zamanda Stres EKG olarak da bilinmektedir. Bu EKG çekiminde kişi koşu bandı üzerinde hareketliyken ölçüm yapılmaktadır. Aktivite halindeyken EKG ritimleri ölçülür. Bu türde amaçlanan şey yoğun aktivite sırasında kalbin buna verdiği tepkiyi ölçmektir. Hekim tarafından genellikle önce normal EKG ardından da Eforlu EKG testi yaptırılır ve ikisi arasında ki farklar incelenerek tanı koymaya çalışılır.
    
3. Holter EKG; Normal EKG kısa sürede ölçüm yapan bir cihazdır fakat çekim sırasında hastanın değerlerinde herhangi bir anormallik görünmeyebilir. Hasta belirli aralıklarla sorun yaşıyorsa EKG çekimi sırasında bu sorunlar kayıt altına alınamayabilir. Böyle şüphelerin olduğu durumlarda Holter EKG çekimi yapılır. Holter EKG cihazı küçük bir cep telefonu boyutundadır ve hasta bunu üzerinde kolaylıkla taşıyabilir. Hastanın derisine yine normal EKG de olduğu gibi elektrotlar bağlanır ve hastalar cihazı üzerlerinde taşırlar. Hastalar cihazı kullandıkları kemere veya boyunlarına asarak taşıyabilirler. Holter EKG’de 24 veya 48 saat boyunca cihaz kalp ritmini ölçer. Holter EKG’nin ne kadar süreyle takılı kalacağına hekim karar verir. Böylelikle gün içerisinde kişinin yaşadığı bir sorun ritim bozukluğu olup olmadığı tespit edilir.

EKG Nasıl Çekilir?

EKG nasıl çekilir sorusunun yanıtını kısaca cevaplayacak olursak. EKG cihazının üzerinde kablolar ile bağlı 10 adet elektrot bulunur. Bu elektrotlar deri üzerinde belirli bölgelere yapıştırılır. Elektrotların aldığı sinyaller kablolar yardımıyla EKG cihazına aktarılır ve EKG cihazı bu hareketliliği grafikler halinde raporlar. Çekim sırasında veya öncesinde hastalar herhangi bir ilaç içmezler ve işlem bittikten sonra normal yaşantılarına geri dönerler. Herhangi bir acı veya ağrı söz konusu olmaz. Tüm bunlar göz önüne alındığında çok basit ama bir o kadar da önemli bir uygulama olduğu söylenebilir. EKG çekim aşamalarını sırasıyla iletmek gerekirse,

• Çekim sırasında sırt üstü yatmak gerekir. Hastalar vücutlarının üst kısmında bulunan giyesileri çıkartıp sedyeye sırt üstü yatarlar.
• Hastanın üzerinde varsa takıların çıkartılması istenir. Takılar elektromanyetik tepkilerin alınmasını engelleyici olabilirler.
• Elektrotların yapıştırılacağı bölgelere görevliler bir jel sürer. Bu jel hem bölgenin temizlenmesine yardımcı olur hem de elektrotların daha iyi yapışmasına yardımcı olur.
• Çekim başladığında belirli süre boyunca hasta kımıldamadan ve konuşmadan yatmalıdır. Herhangi bir aktivite gerçekleşirse kalp ritimlerinde değişiklik söz konusu olabilir. Bu durum ise sonucun hatalı göstermesine yol açabilir.

• Çekim bittiğinde hasta giyinir ve bu sırada cihaz elektrokardiyogram adı verilen ısıya duyarlı bir kağıda raporu yazdırmaya başlar. Bu kağıt 1*1 mm ve 5*5 mm boylarında iki farklı kareden oluşur. 1*1 den oluşan karenin içinde ki diyagrama 0,04 saniyede oluşan elektrik aktivitesi yazarken 5*5  olan karenin içerisinde ise 0,2 saniyede oluşan elektrik aktivitesi yazılı olur.

Bu detaylar en çok kullanılan Normal EKG uygulaması için geçerli bilgilerdir. Fakat farklı ve özel EKG türleri de bulunmaktadır. O çekimlerde uygulamalar değişiklik göstermektedir. Yazının ilerleyen bölümünde farklı EKG türleri de bulunuyor. EKG ne demek diye merak edenler içinse EKG’nin açılımı Elektrokardiyografidir.

EKG Çekimi Öncesi Nelere Dikkat Edilmelidir?

Yaptırılan kan testlerinde olduğu gibi EKG çekimi öncesinde kişinin aç veya tok olması fark etmez. Çekim öncesinde özel bir ilaç kullanma gibi bir durum söz konusu değildir. Dikkat edilmesi gereken küçük birkaç detay dışında hastaların ekstra bir şey yapmaları gerekmez. Kısa süren ve kolayca gerçekleştirilen bir çekimdir. EKG kaç dk sürer özellikle hastaların en merak ettiği konular arasındadır. Bu süre değişiklik gösterse de genellikle 5, 10 veya 15 dakika civarında bitebilen oldukça hızlı bir uygulamadır.

EKG çektirmeden önce dikkat edilmesi gereken durumlar ise,

1. Kişinin üzerinden kolaylıkla çıkarabileceği bir kıyafet seçmesi gerekmektedir. Vücudun göğüs, kol, karın, bilek gibi bölgelerine yapıştırılacak elektrotlar olduğu için tek parça bir kıyafet giymek veya giyip çıkarması zor olacak bir kıyafet seçmemek gerekir.
2. EKG çekimi sırasında elektrik iletimini engelleyecek yapıştırılacak bölgelerde aşırı kıllılık gibi durumlar söz konusu olabilir. Böyle bir durumda ise bu kılların öncesinde alınması gerekebilir. Özellikle bazı erkek hastaların göğüs bölgelerinde fazla kıl olma gibi durumlar söz konusu olabilir. Kıllar elektrotların yapışmasını engelleyebildiği gibi ölçüm yapılmasını da engelleyebilirler.
3. Çekim sırasında bilek ve boyun bölgesinde takıların bulunmaması gerekir. Takıların içeriği EKG’nin çekilmesini engelleyebilir veya yanlış ölçüme neden olabilir. Bu nedenle çekim için giderken takı takmamalı veya takı varsa çıkarılmalıdır.
4. Sigara kullanan kişiler için çekim öncesi sigara içilmemesi gerekir. Sonuçları etkileyebilecek bir etki oluşturabildiği için çekim öncesinde sigara içmemek doğru sonuç alınabilmesi için gereklidir.
5. EKG çekimi öncesinde kalbi yoracak aktivitelerin yapılmaması gerekmektedir. Spor veya kişiyi yoracak bedensel aktivitelerin yapılmaması durumunda çıkan test yanıltıcı olabilir. Bu nedenle doğru değerlerin ölçülebilmesi için bu konuya dikkat edilmelidir.

Hangi Durumlarda EKG Çekilir?

EKG genellikle kalp ile ilgili sıkıntı yaşayan ve kardiyoloji uzmanlarına başvuran kişilere çekilmektedir. Türüne ve işlemin yapıldığı kuruma bağlı olarak EKG fiyatı çeşitlilik gösterebilmektedir. Şu durumlarda EKG çekilmesi tavsiye edilir:

• Ritim ve iletim bozukluğu şüphesi olduğunda,
• Kalp kapakçıklarında problem olma ihtimalinin varlığında,
• Kalp damarlarında tıkanma veya daralma şüphesi olduğunda,
• Kalp kas durumunun gözlemlenmesi gerektiğinde,
• Kalp krizi yaşanması durumunda,
• Kan iyonlarında görülen dengesizliklerin saptanmasında.
   

EKG dalgaları şekillerine ve aralıkların uzunluklarına göre kalpte oluşan elektrik olayları hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlamaktadır. EKG okuma işlemi uzman hekim tarafından yapıldıktan sonra tedavi yöntemi belirlenir. Sağlık hizmetleri alanında hizmet veren AYA OSGB, işe giriş muayenelerinde EKG testini yerinde yaptırabilmenize yardımcı olmaktadır.

Akciğer fonksiyon testi olarak da isimlendirilen solunum fonksiyon testi SFT, akciğerle var olan çalışma standartlarındaki performansı ölçmek için kullanılmaktadır. Akciğerlerin farklı farklı fonksiyonları bu teste tabi tutularak olabilecek hastalıklara karşı gözlem yapılabilmektedir. Bunun yanı sıra tedavi süreci devam etmekte olan bir hastalığın iyileşme durumu üzerinde de birtakım gözlemlere fayda sağlamaktadır. Solunum fonksiyon testi değerleri genel olarak uzman kişinin incelemek istediği değerler üzerinden değişiklik gösterebilirler. Ancak sonuç alınması adına prosedürün uygulanması uygulanacak kişiler tarafında zorlu bir işlem içermemektedir.

Solunum Fonksiyonu Testi SFT Nasıl Yapılır?

Kişi test için solunum fonksiyon testi cihazı üzerinde ağız yoluyla temas kurarak nefes alıp verme işlemi gerçekleştirir. Varsa bir sorun üzerinde net teşhis oluşturulabilmesi adına test süresi uzayabilmektedir. Test sonrasında işlem ile alakalı olarak baş dönmesi ya da yorgunluk hissedilebilmektedir. Ancak kişi tarafında oluşturabileceği ciddi bir yan etki gözlemlenmemiştir. Solunum fonksiyonu testleri çok kolay işlemler gibi görünüyor olsalar da çok sayıda hastalığa teşhis koymak için kullanılan önemli yöntemlerden olduğunu unutmamak gerekir. Solunum fonksiyonu testleri uygulaması gerçekleştirilmeden önce teste gireceklerin uyması gereken bazı prosedürler bulunmaktadır. Test sonucunda güvenilir sonuç alabilmek adına uygulanması gerekenleri şöyle sıralamak mümkündür:

• Vücut ölçüleri ve yaş belirlenmektedir.
• Kullanımı sağlanan ilaçlar uzaman detaylıca bildirilmelidir.
• Teste girmeden belirli bir süre önce sigara ve alkol kullanımı kesinlikle yapılmamalıdır.
• Test öncesi çok sayılabilecek durumlar içine giren yemek yeme aktivitesinden kaçınılması gerekmektedir.
• Kafein ve çay içeriklerinden test öncesi uzak durulması gerekmektedir. Aksi halde hata oluşabilmektedir.
• Test olunacağı gün göğüs kısmına baskı yapacak ve bunun yüzünden rahat nefes alamayacak kıyafetlerden uzak durulmalıdır.

Solunum Fonksiyon Testi Yapan Hastaneler

Göğüs hastalıkları kapsamında hizmet veren bir test olduğundan göğüs hastalıklarıyla ilişkili bölümlerin bulunduğu hastanelerde yapılabilmektedir. Genel olarak bakıldığında solunum fonksiyon testi yapan hastaneler doğru bir kavram olmayacaktır. Çünkü tüm hastanelerde göğüs hastalıkları olmayabilir. Böyle olduğunda ise testi yapma imkânı kısıtlanacaktır. İnsan sağlığı üzerinde nefesin önemi ile birlikte solunum fonksiyon testi değerlendirilmesi kişilere farklı bir güven aşılamaktadır. Özellikle nefes darlığı, hırıltı ve uzun süreli öksürükten kaynaklı olarak uygulandığı gözlemlenmiştir. Astım ve KOAH tanısı konulması durumu ya da bu hastalıkları birbirinden ayrılması durumunda büyük bir fayda sağlamaktadır. Tanı konulmuş KOAH, astım, kalp yetersizliği ve solunum kaslarını tutmakta olan hastalık türlerinin tedaviye verdiği sonuçların incelenmesi durumunda da uygulama yapılabilmektedir.

Solunum Fonksiyon Testi Ücreti Ne Kadardır?

Solunum fonksiyonları ile ilgili olarak çok sayıda kuruluş bünyesinde testler yapılabilmektedir. Özellikle de solunum yolları ile ilgili olan bölümlerin bu sağlık kuruluşları üzerinde ki varlığı testin yapılması adına büyük rol oynamaktadır. Çünkü ilgili bölümün olmadığı kurumlarda solunum fonksiyon testi fiyatı oluşturulması mümkün olmayacaktır. Bu test için gerekli araç ve gereç sonrasında bu testi uygulamak için gerekli bir sağlık çalışanı bulunması gerekmektedir. Solunum fonksiyon testi ücreti, testin yapılacağı sağlık kurumlarına bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Devlet hastaneleri bünyesinde solunum fonksiyon testine girecek kişilerde gereklilik duyulmakta olan sağlık güvencesi yeterli olmaktadır. Sağlık güvencesi bulunan kişilere solunum fonksiyon testi için herhangi bir ücretlendirme gerekmemektedir. Diğer bir taraftan ise özel hastane veya özel sağlık laboratuvarlarına ait alanlarda uygulanmakta olan solunum fonksiyon testi için ödenmesi gereken ücret kurumun fiyatlandırma düzenine bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Solunum fonksiyon testi hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için sayfayı incelemeniz faydalı olacaktır bunun yanı sıra iletişim kanalları üzerinden irtibata geçerek merak ettikleriniz hakkında detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

Sağlık hangi alanda olursa olsun insan hayatı için büyük bir öneme sahiptir. Odyometri ismi verilen ancak genel olarak işitme testi olarak karşılaşılmakta olan bu test genelde işe giriş evrakları içerisinde istenen testlerdendir. Odyometri işitme testi sadece işe giriş evrakları üzerinde değil insan hayatı üzerinde de büyük bir öneme sahiptir. İşitme testi yani odyometri testi tıp dalında 4 farklı türde gerçekleştirilmekte olan bir testtir. Bu testlere genel olarak bakılacak olursa saf ses odyometrisi, konuşma odyometrisi, timpanometri ve akustik refleks testleri olarak sıralamaya almak mümkündür. Yapılan bu uygulamalı testler sayesinde işitme duyunuzun ne kadar düzenli olduğunu ortaya çıkarabilir bunun yanı sıra yaş belirlemesi dahi yapabilirsiniz.

Odyometri Cihazı ile İşitme Testi Nasıl Yapılır?

İşitme testinin yapılması ve bu testin gerekliliğini bu alan ile ilgili uzman karar vermektedir. İşitme ya da kulak ile ilgili alana kulak burun boğaz adı verilmektedir. Alan ismi üzerinde KBB kısaltması kullanılmaktadır. KBB uzmanı tarafından karar alınarak bu teste tabi tutulan hastalar test sonucunda işitme duyularının ölçüleri hakkında detaylı bir bilgiye sahip olacaktırlar. Bu testler ile birlikte kulakta oluşan işitme kaybı ve bu kaybın büyüklük ölçüsü saptanabilmektedir. Ancak daha önce bu teste girmemiş kişiler tarafından odyometri cihazı ile işitme testi nasıl yapılır sorusu merak edilen konular arasında yer almaktadır. Gerçekleştirilecek olan bu test ses yalıtımı bakımından geliştirilmiş bir odada uygulanmaktadır. Test esnasında hastaya bir kulaklık takılmaktadır. Bu kulaklık sayesinde dışarıdan gelebilecek olan sesler mümkün olduğunca kesilmektedir. Uygulanan bu işlem sonrasında ise kulaklık yardımı ile farklı frekanslarda sesler verilir. Hastanın seslere karşı tepkileri ölçülerek bir değerlendirme sağlanır. Kişiye kulaklıktan gelecek olan sesi duyduğu takdirde buton yardımı ile bunu belirtmesi söylenir. Kulaklık yardımı ile duyulan ses tonu yüksek, az, ince ya da kalın ses tonları olabilir. Kulaklardaki işitme kaybının ölçülmesi bakımından odyometri testlerinin önemi büyüktür.

Odyometri İşitme Testi Nerede Yapılır?

Odyometri bilindiği üzere kulak burun boğaz alanında ele alınmakta olan bir işitme ölçümüdür. Bu nedenle sağlık kuruluşları içeriğinde bulunması durumunda KBB alanında yapılmaktadır. Odyometri testi sonuçları kısa süre içerisinde hazırlanabilen sonuçlar içermektedirler. Test istenmesi doğrultusunda teste girip çıkıldıktan itibaren test sonuçları hekimin eline kısa süre içerisinde ulaşacaktır. İşitme değerlerinin belirlenmiş olduğu test sonucunda uzman hekim tarafından odyometri testi yorumlama evresi başlayacaktır. Bu evre test olan kişi nazarında büyük bir öneme sahiptir. Olumlu sonuçların çıkması demek kulaklar ile ilgili bir problemin olmadığını işaret ettiğinden beklentiler her zaman olumlu olmaktadır. Test sonucunda işitme kaybı tespiti yapılması halinde gerekli bir tedavi uygulaması da oluşturulmalıdır. Aksi halde bulgulara rastlanan işitme kaybı ilerleyebilir. İşitme kaybı alanında hafif, orta ve ileri seviye olmak üzere üç seviye üzerinden değerlendirilmektedir. Test sonucunda seviye belirlenmesi sağlanabilmektedir.

Odyometri İşitme Testi Fiyat ve Türleri Nelerdir?

Tıp ve aynı zamanda insan hayatı üzerinde büyük bir öneme sahip olan odyometri testi kendi arasında çeşitlere ayrılmaktadır. Bu testleri 4 başlıkta ele almak mümkündür;

• Akustik Refleks Testleri
• Konuşma Odyometrisi
• Timpanometri
• Saf Ses Odyometrisi

Bu sıralama üzerinde yer alan test türleri detaylı olarak odyometri testi yapan yerler tarafından uygulanmaktadırlar. Durum böyle olunca odyometri testi fiyat farklılığı gözlemlenebilmektedir. Her birinin uygulanması ve sonuç olarak ölçülerinin farklılıkları bu alanın genişliğini de ortaya koymaktadır. Odyometri ile ilgili merak ettiğiniz her konuya sayfa üzerinden erişim sağlayarak öğrenebilir detaylı bilgi için irtibat kurabilirsiniz.

Akciğer hastalıkları ile ilgili olarak teşhis etme konusunda en önemli yöntemlerinden birisi akciğer filmi olarak bilinmektedir. Akciğer filmi sayesinde akciğerlerde bulunan sorunlar rahatlıkla tespit edilebilir. Bu film sayesinde akciğer dokusunda yer alan akciğer zarları, kalp, solunum yolları, göğüs içerisinde yer alan ve akciğerleri besleyen kan damarları, göğüs bölgesinde yer alan organlar ve göğüs kemikleri de dahil olmak üzere incelenebilirler. Aynı zamanda sıklıkla rastlanmakta olan akciğerlerde oluşan sıvı ya da hava birikimi de görüntülenebilmektedir.

Akciğer Filmi Nasıl Çekilir?

Akciğer filmi oluşabilecek bir kaza sonucunda dahi meydana gelebilecek hasarların ya da göğüste hissedilen şiddetli ağrıların sonucunda da birtakım bilgilere erişmek için çekilebilmektedir. Bilindiği üzere tıp dünyasında oldukça hızlı, etkili ve pratik bir tanı aracı olarak kullanılmakta olan akciğer filminin çekilme aşamasında insan vücudu belirli bir oranda radyasyon almaktadır. Ancak maruz kalınan bu radyasyon oranı insan sağlığı üzerinde risk oluşturmamaktadır. Daha önce hiç film çektirmek zorunda kalmamış kişiler tarafından merak edilmekte olan bir konu akciğer filmi nasıl çekilir konusudur. Akciğer filmi çekilmesi gerektiği dönemde ilk olarak kadın hastalarda hamilelik durumu öğrenilmelidir. Sonrası için hasta kişi tek kullanımlık hijyenik bir önlük giyerek üzerinde metal olan her şeyi çıkarmak zorundadır. Akciğer filmi çekimi genel olarak ayakta uygulanan bir işlemdir. Hastaya derin bir nefes alıp sonra bu nefesi tutması söylenmektedir. Böylelikle işlem kısa süre içerisinde bitirilmiş olacaktır. Akciğer filmi çekilirken bir miktar radyasyon yayılmaktadır ancak çok düşük bir oranda olduğundan vücuda herhangi bir zarar verememektedir.

Akciğer Filmi Raporu Nedir?

Birçok kişi tarafından röntgen olarak da bilinmekte olan akciğer filmi akciğer rahatsızlığı olduğu düşünülen kişilere uygulanmakta olan bir işlemdir. Akciğer filmi raporu ise akciğer filmi sonuçlarına denmektedir. Çeşitli nedenlere dayalı olarak istenmekte olan bu akciğer grafisi hastanın karşı karşıya olduğu sorunların nedenini net olarak öğrenmek amacı ile yapılmaktadır. Sonrasında hekim tarafından akciğer filmi yorumlama işlemi gerçekleştirilmektedir. Siyah beyaz olarak göreli çıkarılmakta olan bu akciğer filminin uzman biri tarafından dikkatli bir şekilde okuması gerekmektedir. Hatasız ve eksiksiz yorumlanması gerektiği için ekstra bir özen ister. Çeşitli nedenler ile istenilen akciğer filmleri genel olarak rahatsızlığın nedenini ortaya çıkaracağından dolayı akciğer filmi okuma işlemi önemli bir etken olarak bilinmektedir.

Akciğer Filmi Ücreti Ne Kadardır?

Çok sayıda farklılık gösteren göğüs hastalıklarında teşhis için kullanılmakta olan akciğer filmi ücreti kurumdan kuruma farklılık gösterebilmekte olan bir detaydır. Filmin çekimi esnasında dikkat edilmesi sonucunda sağlıklı akciğer filmi görüntüsü almak son derece kolaydır. Söylenilen ve istenilenler dahilinde hareket etmek kolay bir işlem sonucunda akciğer filminin oluşturulmasında fayda sağlayacaktır. Böylelikle akciğer filminde beyazlık oluşmayacak ve doğru teşhis konulabilecektir. İşlem olarak her kurum bünyesinde aynı şekilde gerçekleştirilmekte olan bu yöntem göğüs hastalıkları teşhislerinde en çok kullanılmakta olan yöntemler arasında bulunmaktadır. Sadece rahatsızlık adına gerçekleştirilmeyen bu işlem yeni işe başlama evrakları arasında da istenmektedir. Durum böyle olunca ister istemez uygulanacak alan ve karşılığında istenecek tutar değişiklik gösterebilmektedir. Her alan için farklı değerlendirmelere sahip olan bu uygulama hakkında merak edilen bütün detaylar sayfa üzerinde mevcuttur. Detaylıca bilgi sahibi olabilmek adına sayfa üzerinde bulunan iletişim kategorilerini kullanabilir ve merak ettiğiniz tüm konular hakkında sorularınıza cevap bulabilirsiniz. İletişim kanalları üzerinden irtibata geçmeniz sizin için faydalı olacaktır.

İnsan sağlığı üzerinde büyük bir öneme sahip olan karaciğer üzerinde bir problem olup olmadığının araştırılması esnasında kullanılan bilindik testler arasında ALT ve AST testleri yer almaktadır. Test sonucunda elde edilen değerlerin yüksek oluşu veya tam aksine düşük oluşu çeşitli hastalıkların oluşmasında haberci olabilmektedir. Bu nedenle karaciğer bölgesinde hissedilen ağrı, sızı ya da belirtiler gözlemlendiğinde başvurulmakta olan bir test türü olarak bilinmektedir. Karaciğer ile ilgili sorunların takibini üstlenmekte olan bu test AST ALT testi nedir sorusunun da cevabını sunmaktadır.

AST ALT Testi Nedir?

Vücut üzerinde en büyük organ olarak bilinmekte olan karaciğer ile ilgili konuların işlendiği bir alan olan AST açılımı Aspartat Aminotransferaz olarak bilinmektedir. Vücut için büyük bir önem taşımakta olan organ karaciğer tarafından üretilen bir enzimi belirtmektedir. Tıp dilinde SGOT yani serum glutamik-oksaloasetik transaminaz olarak da bilinmekte olan AST; beyin, kalp, böbrek, kas ve kırmızı kan hücrelerinde de belirli bir ölçüde bulunmaktadır. Hasar gören bir karaciğer kana daha fazla AST salgılayarak kan değerleri üzerinde AST miktarının artmasına sebep olabilmektedir. ALT açılımı ise tıp dilinde Alanin Aminotransferaz olarak bilinmektedir. Yine karaciğer tarafından üretilmekte olan bir enzimdir. Tıp alanında serum glutamik piruvik transaminaz SGPT olarak da bilinmektedir. ALT enzimi esas olarak karaciğerde yer almaktadır. Ancak karaciğerde bir hasar meydana gelmesi durumunda kana karışarak ALT enziminin kandaki değerinin artışına sebep olacaktır. Bu nedenle AST ALT testi yaptırmak genel anlamda karaciğer hakkında detaylıca bilgi sahibi olmak için faydalı olacaktır.

AST ALT Testi Nerede Yapılır?

AST ALT karaciğer tarafından üretilmekte olan enzimlere verilmekte olan isimlerdir bu nedenle karaciğer üzerinde oluşabilecek herhangi bir hasar sonrasında ortaya çıkmaktadırlar. Hasar görmüş olan karaciğer üretmiş olduğu bu enzimleri kana karıştırarak kan değerleri üzerinde AST ALT enzimlerinin artmasına neden olmaktadır. AST ALT testi nerede yapılır sorusu merak edilen konular arasında yer almaktadır. Sağlık kontrolü amaçlı gidilen bir sağlık kurumu bünyesinde şüpheli durumlar karşısında istenebilen ve aynı zamanda uygulanabilen bir test türüdür. AST ALT düşüklüğü ya da artışının kontrolünü sağlayabilmek adına yapılmakta olan bu test için test yapılmadan önce 24 saat boyunca alkol alınmaması önerilmektedir. Böylelikle test sonuçlarında net bulgulara ulaşmak mümkün olacağı gibi garanti sonuçlar alma bakımından da fayda sağlayacaktır.

AST ALT Testi Nasıl Yapılır?

Hasta vücudunda kan değerleri üzerinden kontrolü sağlanmakta olan enzimler olduğundan kan testi ile sonuç alınmaktadır. AST ALT testi nasıl yapılır sorusuna verilecek ilk cevap kan tahlili ile olacaktır. Ancak hangi durumlarda ve bu tahlil için gerekli olanlar konusunda detaylı bilgi hekim tarafından verilmektedir. Karaciğer hasar görmüşse birtakım belirtiler gösterecektir. Bu belirtiler içerisinde güçsüz ve bitkin hissetme, iştah kaybı, bulantı, kusma, karında şişkinlik, karın ağrısı, idrar renginin koyu olması, dışkı renginin açık olması, kaşıntı gibi etkenler gözlemlenmektedir. Bu belirtilere sahip hastalardan AST ALT testi istenmektedir. Test sonuçları ile birlikte karaciğerde bir sorun olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Böylelikle izlenmesi gereken yol ve uygulanması gereken tedavi belirlenerek gerekli uygulamalar başlatılacaktır. Test öncesinde 24 saat alkol alınmaması istenmektedir. Normal bir şekilde kan testi yapılır gibi alınacak kan örnekleri incelenerek kan değerleri ölçülmektedir. Çıkan sonuçlar neticesinde ise oluşmuş olan problem çözüme ulaştırılmaktadır. AST ALT testi hakkında detaylı bilgi ve merak edilenler için sayfa üzerinde yer alan iletişim yollarını kullanarak irtibat kurabilirsiniz.

İnsan sağlığının büyük bir önem taşıdığı unutulmaz bir gerçek olarak hayatımıza yerleşmiş durumdadır. Birçok kişi sağlık durumu kontrolü için çeşitli sağlık testleri yaptırmakta ve bu testler sonucunda bir aksaklık olması durumunda tedavi yöntemleri aramaktadır. TKS HA1C testleri ise yine kişiler tarafından sıklıkla yaptırılmakta olan testler arasında bulunmaktadır. Kan testi sağlık durumu kontrolü üzerinde en basit şekilde uygulanabilmekte olan testler arasında yer aldığı gibi sonuç olarak en garanti sonuçları sunmakta olan test türüdür. Özellikle şeker hastalığından şüphelenilmesi durumunda yaptırılmakta olan kan testi sonuçları doğrultusunda erken tedavi mümkün hale gelebilmektedir.

Kan Testi Nedir?

Bilindiği üzere kan testi geniş bir alan üzerinde sağlık testlerinin uygulanması durumu sunmaktadır. Ayrıca gelişen çağ içerisinde en fazla kullanılan tıp testlerinden birisi olarak da bilinmektedir. Bakıldığında genel anlamda kişilerin sağlık durumu hakkında bilgi almak, enfeksiyon hastalıklarına karşı kontrol sağlamak, karaciğer ve böbrekler gibi vücut için büyük öneme sahip organların ne derece sağlıklı çalıştığını bilmek adına farklı farklı kan testi çeşitleri bulunmaktadır. Kan testi çeşitleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Çok sayıda sağlık sorunu için bir doktor muayenesinden geçildiğinde dahi hastalık üzerinde detaylı bilgi verebilmek için doktorlar kan testi istemektedirler. Çok basit bir işlem olarak görülmekte olan kan testleri özel olarak gerekli bir hazırlığa ihtiyaç duymazlar. Belli başlı bazı testlerin uygulanmasında test yaptırmak isteyen kişinin aç olması gerekebilmektedir. Uygulanacak olan test öncesi bir uzman tarafından yönlendirme alınacağından dolayı bu durumda elzem bir durum haline bürünmeyecektir. Uzman tarafından istenenler yerine getirildiği sürece herhangi bir sorun yaşanmayacaktır.

Kan Testi Çeşitleri Nelerdir?

Geniş bir alan üzerinde değerlendirmeye alınmakta olan kan testi çeşitleri kişiler tarafından yıl içerisinde en az bir kez yapılması gereken testlerdir. Bu testler sonucunda bazı hastalıklar üzerinde erken teşhis oluşturulduğu gibi erken tedavi yöntemi ile olumlu sonuçlarda alınabilmektedir. Örneğin TKS testi açılımı tokluk kan testi olarak bilinmekte olan bu test sonucu ile şeker oranı üzerinde net olarak bilgi verilebilmektedir. Şeker hastalığı dönemin yaygınlaşmış olan hastalıkları arasında bulunmaktadır. Ancak bu hastalıkta kendi içerisinde çeşitlendirilebildiği için tedbirli olmak adına TKS testi ya da AKS kan testi yaptırmak gereklidir. AKS testi açılımı açlık kan testi olarak bilinmekte olan bir test türüdür. Bu testlerin gereksinimleri isimlerinden de anlaşılacağı üzere açlık kan testi yaptırmak için kişilerin aç karınla kan vermeleri gerekmektedir. Tokluk kan testi için ise tok karınla kan vermek gerekmektedir. İstenilmekte olan şartlar karşılandığı sürece çok basit bir işlem ile gerçekleştirilebilmekte ve net sonuçlar sunmaktadırlar. Birde Hemoglobin olarak isimlendirilen tıp dilinde HA1C testi bulunmaktadır. Bu test bir süredir uygulanmakta olan tedavi ile alınan sonuçların ölçülmesinde işe yaramakta olan bir test türüdür.

Kan Testi Fiyatları Nasıl Belirlenir?

Çeşitli kan testleri bulunduğundan dolayı kan testi fiyatları değişiklik gösterebilmektedir. Testin içeriğinden tutun da testin yapılacak olduğu laboratuvara kadar değişiklik gözlemlenebilir. Özenli ve detaylı bir iş olması sonucu ülke ekonomisinden dahi etkilenebilmektedirler. Bu nedenle net olarak bir fiyat tablosu sunulması neredeyse imkânsızdır. Laboratuvar farkı yapılacak test için gerekli işlemlerin farkları fiyatlar üzerinde etkileşim yaratmaktadır. Herhangi bir şüphe için kan tahlili yaptırmak istenildiği takdirde sayfada bulunan iletişim araçlarını kullanarak irtibat kurabilirsiniz. Bu yöntem ile merak ettiğiniz tüm sorularınıza cevaplar bulmanız kolaylaşacaktır.

Hemogram testi genel olarak kan sayımı olarak bilinen işlemin diğer adıdır. Bu işlemden sonra insanların sağlıkları hakkında birçok önemli bilgi elde edilebilir. İşlemin amacı kan içinde yer alan hücrelerin sayılarını belirlemektir. Aynı zamanda bu işlem ile insanların kemik iliği değerlendirmesi de yapılır. Yapılan testlerden sonra bazı durumlarda hastalıkların teşhis edilmesi veya var olan hastalıkların nasıl tedavi edileceğinin belirlenmesi de mümkün olabilir. Bu sebeple önemli bir sağlık testi olarak bilinir. Hemogram testi değerleri ortaya çıktığı zaman tanı konulabilecek hastalıklardan bazıları şunlardır;

• Lenfoma
• Alerji
• Talasemi
• Pıhtılaşma bozuklukları
• Kan kanseri veya diğer kanser çeşitleri
• Enfeksiyon veya inflamasyon
• Polisitemia vera
• Otoimmün hastalıklar
• Kemik iliği hastalıkları
• Karaciğer hastalıkları
• Anemi

Hemogram kelimesinin sözlük anlamı kan hücrelerinin özelliklerinin incelenmesi demektir. Yapılan testlerden sonra ortaya çıkan değerler kişilerin o anki sağlık durumları hakkında bilgi verdiği gibi aynı zamanda gelecekte yaşamaları muhtemel sağlık sorunları hakkında da ön bilgiler verebilir. Birçok kişi bu işlem hakkında bilgi sahibi olmadığı için hemogram testi nasıl yapılır ve hemogram kan testi nedir ya da hemogram kan testi sonuçları nasıl değerlendirilmelidir gibi soruların yanıtlarını arayabilirler.  Bu konuda bilgiler almak ve uzman desteği sağlamak isteyen kişiler AYA OSGB uzmanları ile iletişime geçerek aradıkları tüm bilgilere ulaşabilirler.

Hemogram Testi Neden Önemlidir?

Bir kişinin yaşadığı sağlık sorunlarının temelinde ne olduğunu anlamak ve ona uygun tedavi yöntemleri geliştirebilmek için birçok farklı sağlık testi yapılabilir. Bu testlerden biri olan hemogram testi kesin olmasa da yine de doğruya çok yakın sonuçlar verebilen bir testtir. İnsanların kan değerleri o kişilerin sağlıkları hakkında fikir edinebilmek için doktorların en çok önem verdikleri konulardan biridir.

Doğru bir şekilde analiz edilen kan değerleri kimi zaman can kurtaracak kadar önemli bir hale gelebilir. Bu sebeple iş yerleri, spor kulüpleri, bazı okullar veya buna benzer kurumlar insanlardan kayıt işlemlerin de mutlaka hemogram testi yaptırmalarını isterler. Hatta aynı durum evlenecek kişiler içinde geçerlidir. Karı koca arasında yaşanacak kan uyuşmazlıkları doğacak çocuklarda ciddi hastalıklara neden olabileceği için bu test çok daha önemli bir hale gelmektedir.

Hemogram testi neden yapılır ve bu test ile kesin bilgiler elde edilebilir mi sorusu birçok kişinin yanıtını öğrenmek için araştırmalar yaptıkları konulardan biridir. Bu konuda hem sağlık kurumlarından hem de yetkili kişilerden gerekli bilgiler alınabilir. Yapılan test için kişilerin parmak uçlarından alınacak bir veya iki damla kan damlası yeterli olur. Bu sebeple yapılması kolay bir test olduğu gibi aynı zamanda insanlara zarar veren veya sıkıntı çektiren bir işlem değildir. Sağlık ocaklarından özel sağlık kurumlarına kadar birçok farklı sağlık kurumunda hemogram testi yaptırılabilir.

Hemogram Kan Tahlili Nasıl Yapılır?

Hemogram kan tahlili sonuçları etki görebileceği için damara herhangi bir sıvı verilmeyen damar yolu bağlanmamış olan bir damar seçilmektedir. Kan örneğinin alınacak olduğu damarın bulunduğu alan dezenfektan yardımıyla güzelce dezenfekte edilmelidir. Turnike yardımı ile kan alınacak damarın üzerinden bağlama yapılmaktadır. Kan tahlili için yeterli ölçüde kan örneği alındıktan sonra kan örnekleri bekletilmeyecek şekilde EDTA içerikli tüplere konulmaktadır. EDTA ismi verilen madde kanın pıhtılaşmasını engellemektedir. Fakat her durumda kanda pıhtı oluşmaması adına 6-7 defa yavaşça altüst edilmek sureti ile karıştırılmalıdır. Kesin olarak hassasiyet gerektirmekte olan bir işlem olduğundan çalkalanmamalıdır. Alınmış olan kan incelenmek üzere laboratuvara gönderilerek kan testine özel cihazlar aracılığıyla ölçümü gerçekleştirilir.

Hemogram Testi Ne için Yapılır? Sonuçları Ne Kadar Zaman İçinde Çıkar?

Hemogram testi yapıldığı zaman alınan kan örnekleri üzerinde bazı özel işlemler yapılır. Kan alınacak kişilerin aç veya tok olmalarının bir önemi yoktur. Alınan kan örnekleri oda sıcaklığında 10 saate kadar kalabilir. Saklama işlemleri buzdolabında yapılacaksa bu süre 18 – 20 saate kadar çıkabilir. Bu sebeple hemogram testi ne kadar sürede çıkar sorusuna yanıt arayan kişiler genellikle bu işlemlerin sonuçlarının ertesi gün alabileceklerini görebilirler.

Bu testin sonuçları herkeste aynı çıkmayacaktır. Bu sebeple hekimler çıkan sonuçları analiz ederken kişilerin yaşları, kiloları, yeme içme alışkanlıkları, düzenli olarak kullandıkları ilaçlar, sahip olduklar kronik hastalıkları veya daha önce geçirdikleri hastalıklar gibi durumları da mutlaka dikkate almalıdırlar.

Özellikle iş yerleri işe alacakları kişilerden istedikleri sağlık raporlarının yanında hemogram testi de isteyebilirler. Bazı kurumlar düzenledikleri sağlık raporların da ise standart olarak bu testi de sağlık raporuna dahil etmektedirler. Bu durum o kişilerin hangi işler de çalışmaya uygun olduklarını anlamak veya o kişilerin işe alınıp alınmayacaklarına karar vermek için çok önemlidir. Bazı özel sağlık kurumları kendilerinden istenen hemogram testlerini ücret karşılığı verebilirler.

Bu sebeple bu testi yaptırmak isteyen kişiler mutlaka bu kurumlar ile iletişime geçerek hemogram testi fiyatı hakkında gerekli bilgileri almalıdırlar. Özellikle bu testi işe başlamak için yaptıracak olan kişiler öncelikle hemogram testi işe girişte gerekir mi ya da iş için hemogram testi nerede yapılır veya bu testi ücretsiz yaptırmak mümkün mü gibi sorulara da yanıt aramalıdırlar.

Hemogram testi normal değerleri için belirlenmiş bazı standart değerler vardır. Bu değerlerin az veya fazla olması o kişilerin sağlıkları hakkında bir sorun olduğuna işaret olabilir. Erkekler de normal rbc aralığı mikrolitre başına 4,7 ile 6,1 milyon iken bu rakam bayanlar da 4,2 ile 5,4 çocuklar da ise 4,0 ile 5,5 milyon mcl olmalıdır.

Hekimler yapılan testten sonra gerekli değerlendirmeleri yaparak insanları yönlendirebilirler. Kan testi kişilerin tek başlarına ev ortamında yapabilecekleri bir işlem değildir. Kanın tam olarak analiz edilmesi için kesinlikle klinik ve laboratuar ortamında bu işlemler için üretilmiş ekipmanların kullanılması gerekir. Özellikle hemogram testi nedir ve hemogram testi sonuçları nasıl olmalıdır gibi konularda alınacak uzman görüşleri doğru adımlar atmak için çok önemlidir.

Hemogram Kan Testinde Nelere Bakılır?

Hemogram kan testi denildiğinde geniş kapsamlı bir test ortaya sunulmaktadır. Hemogram kan testinde nelere bakılır sorusu ise bir o kadar geniş bir cevap sunmaktadır. Hemogram testi içeriğinde çok sayıda bakılacak kan özelliği barındırmaktadır. Bu kan testi uygulamasında nelere bakıldığını şöyle sıralamak mümkündür;

• WBC beyaz küre sayısı: Beyaz kan hücreleri üzerinde lökositler ve akyuvarların sayılması işlemine yaramakta olan bir incelemedir.
• PLT trombositler: Platalet kanamanın durması için büyük önem taşımakta olan bir değerdir. Özellikle pıhtılaşma sorunu yaşayan hastalar için önemli bir testtir.
• MCH: Açılımı Mean Corpuscular Hemoglobin olan MCH, ortalama eritrosit hemoglobini değerlerini göstermekte olan bir test türüdür. Hemoglobin alyuvara kırmızı rengi vermektedir.
• RBC: Red Blood Cell kandaki eritrosit yani alyuvar sayısının doğrudan ölçümünde kullanılmakta olan bir kan testidir.